Geneva Anaçları: Elma Üretiminde Verimliliği ve Sürdürülebilirliği Arttıran Yenilik

Haberleri paylaş

Geneva Anaçları: Elma Üretiminde Verimliliği ve Sürdürülebilirliği Arttıran Yenilik

Giriş

Elma, dünya genelinde, dondurucu havanın sınırlayıcı bir faktör olmadığı ülkelerde yetiştirilen, kışın yaprak döken en önemli meyve türlerinden biridir. Geç çiçeklenme, soğuk kış aylarına iyi adaptasyonu ve hasat sonrası depolanabilirliği, kuzey ve güney yarımküre ülkelerinin çoğu için büyük önem taşımasının ana nedenlerini oluşturur.

Elma hasatında kullanılan teknolojiyi tanımlayan en önemli özellik, terbiye sistemlerinin, geleneksel, güçlü anaçlara sahip açık vazo terbiye sisteminden, özellikle lider terbiye sistemlerinde görülen modern SIK dikim bahçelere ve bodur anaçlara doğru evrimleşmiş olmasıdır. Bunun sebebi, XX. Yüzyıl başlarında, East Malling (İngiltere) araştırma enstitüsünde, farklı bodur anaçların seçilmesidir. Bunlardan bir tanesi, dünya elma tarihini değiştirmiştir. EM.9 veya M.9 ve alt türlerin seçilmesi: Bu anaç, dünyanın başlıca üretim alanlarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Cornell- Geneva’den (ABD) gelen, ‘Geneva serisi’ olarak bilinen ve M.9’un bazı özelliklerinde iyileştirme sağlayan yeni anaç dizisinin üretilmesi için ise neredeyse bir yüzyıl geçmesi gerekmiştir. Bu anaçların bazıları günümüzde Amerika Birleşik Devletleri’nin başlıca elma üretim alanlarında yaygın olarak dikilmektedir. Bu yazıda, bu anaçların bazılarının tarihi, özellikleri
ve tarımsal performansı hakkında bilgiler vereceğiz.

Kısa Geçmiş

Geneva serisi anaçların seçiminden sorumlu yetiştirme programı, 1968 yılında Dr. Cummins liderliğindeki Cornell Deney İstasyonunda (ABD) başlamıştır. İlk odak noktası, ateş yanıklığı hastalığına dayanıklılık, Fitoftora kök çürüklüğü ve ayrıca iyi üretkenlik ve bodurluk olmuştur. 1970 yılında, Robusta-5, ateş yanıklığı dayanıklılığı konusunda başarılı bir klon (ebeveyn) olarak belirlenmiş ve 1992 yılında ilk ticari seçenekler, özellikle G-65 ve G-30 klon anaçları gündeme gelmiştir. Yıllar sonra 2000 yıllarında, G.11, G.202, G.45 ve G.935 anaçları ortaya çıkmıştır. Çöğürün %40’ı boyutunda ağaç üretimi sağlayan G.11 anacı, yüksek verimliliğe, dayanıklılığa sahiptir, ancak ateş yanıklığına karşı dayanıklı değildir. G.202, çöğür büyüklüğünün yaklaşık %40’ı boyutunda ağaç üretir. Ateş yanıklığına karşı yüksek oranda dayanıklılık göstermenin yanı sıra, elma pamuklu biti hastalığına da dayanıklıdır. 2004 Yılında, her ikisi de ateş yanıklığına dayanıklı, son derece verimli ve sırasıyla%30 ve %50 çöğür büyüklüğünde ağaçlar üreten G.41 ve G.935 seçenekleri piyasaya sürülmüştür. 2009 ve sonrasında, en önemlileri G.213 (M.9 un büyüme gücü ile benzer) olmak üzere, M7 serisinde G.969 ve G.5257 çeşitleri piyasaya sürülmüştür. Günümüzde 15’ten fazla Geneva elma anaç seçeneği mevcuttur. Islah çalışmaları halen devam etmektedir ve önümüzdeki yıllarda ağaç büyüme gücü ile biyotik ve abiyotik strese tolerans farklılıklarına dayanan tam bir anaç serisi temin edilecektir.

Ağaç büyüme gücü, toleransları ve ürün verimliliği

Ağaç büyüklüğü, modern ve gelecek meyve bahçelerinin verimliliğini ve karlılığını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Küçük ağaçlar ürün verimliliği ve meyve büyüklüğünün yanı sıra girdiler açısından da avantaj sağlarken, üretim maliyetinin düşürülmesini ve meyve kalitesinin artırılmasını da sağlar. Elma üretimindeki en önemli kararlardan birisi anaç seçimidir çünkü bu seçim, ağaç büyüklüğünü, dikim mesafelerini, kuruluş maliyetini, üretim maliyetini ve ürün verimliliğini doğrudan etkileyecektir.

Farklı referansların ve yeni Geneva anaçlarının etkilediği, karşılaştırmalı ağaç büyüme gücü, Şekil 1, 2 ve 3’te verilmiştir. Düşük büyüme gücüne sahip kısımda ve M.9’u referans olarak düşünüldüğünde, G.11, G.213 ve G.41 anaçları, M9 ile M.26 arası tüm serilerde, benzer bir büyüme gücü sağlamıştır. Bu, çoğu ülkede, iklim koşullarında ve elma cinsinde görülen en ilginç büyüme gücü aralığıdır. Günümüzde, M.7’de, büyüme gücü aralığında, ürün verimliliği ve meyve büyüklüğü açısından en önemli anaç G-969’dur. Ayrıca, bu büyüme gücü aralığında farklı ülkelerde yeni seçenekler de test aşamasındadır. En umut verici olanlardan bazıları, yüksek ürün verimliliği ve meyve büyüklüğü açısından M.9’a benzerlik gösteren G.4004, G.6001 ve G-5257 anaçlarıdır (Şekil 1).

Şekil 1.- Farklı anaçlar tarafından daha düşük büyüme gücünden daha yükseğe sıralanan ve M.9 337, M.26, M.7 ve çöğür referansları ile karşılaştırmalı büyüme gücü aralığı verilmiştir. Mavi ve gri’de Geneva’nın yeni versiyonları verilmektedir. Yeşil ve Sarı’da ise farklı ülkelerde, yakın zamanda yapılan dikimler gösterilmektedir.

Anaçların hem biyotik hem de abiyotik streslerine karşı dirençli olması, sürdürülebilir elma üretiminde son derece önemlidir. Biyotik faktörlerin içinde, üretkenlik ve bodurluk ile birlikte, bazı zararlılara ve hastalıklara karşı tolerans gösterme, Geneva anaçları seçiminde en önemli kriterlerden
biri olmuştur. Biyotik stres faktörlerinin içinde, üç tanesi, toleranslı veya dirençli anaçların seçimi için hedef olmuştur. Bunlar: ateş yanıklığı, tekrar dikim toleransı ve elma pamuklu biti direncidir. Son yıllarda piyasaya sürülen Geneva anaçlarının başlıcaları ve bunların bazı biyotik faktörlere karşı gösterdikleri performans Tablo 2’de verilmiştir. M.9 serisindeki en önemli anaçlar G.11, G.41 ve G.213’tür ve bunlardan son ikisi ateş yanıklığına, yeniden dikime veya elma pamuklu bitine karşı dayanıklı veya toleranslıdır. M7 serisinde, hem G.202 hem de G.969 seçenekleri, bu 3 faktöre karşı dirençlidir.

Şekil 2.- Çöğür ağaç boyutu ve biyotik faktörlere dayanıklılık ve toleranslı olma durumuna göre Farklı Geneva anaçlarının belirlediği, yüzdesel büyüme gücü. Kaynak: T. Robinson, 2019.

M.9 anaç ve seleksiyonlarının, bodurlaştırmanın yanı sıra, en yaratıcı ve ilginç zirai özelliklerinden birisi, M, MM, MI veya Pi serileri çöğür ya da diğer anaçları ile karşılaştırılan yüksek ürün verimliliğidir. (Şekil3). Bu nedenle, yeni bir anacın başarılı olabilmesi için, verimlilik açısından, en azından bu seviyede hatta mümkünse biraz daha üst bir seviyede konumlandırılması gereklidir. Bu bağlamda, farklı anaçlar için büyüme gücü değerleri (TCSA (gövde kesit alanı) olarak ifade edilmiştir) ve ürün verimliliğinin (kg/cm2 TCSA) verildiği Şekil 3’te gösterilen, mahsul verimliliği ve bodurlaştırma açısından M.9 referanstır. Geneva anaçları G.41 ve G.935, M.9-337 ve M.26-EMLA’nın ürün verimliliğini arttırırken, benzer bir ağaç büyüme gücü sağlamıştır.

Şekil 3. Çeşitli anaçlarla aşılanmış 7 yaşında “Gala” ceşiti elma ağaçlarının
ağaç büyüme gücü (TCSA) ve ürün verimliliği. Kaynak: T. Robinson, 2019.

Tüm anaçlar için hem iyi bir ürün verimliliği ve hem de optimum meyve büyüklüğü sağlamak önemlidir. Şekil 4, referans M.9 ve M.26 da dahil olmak üzere, 31 anaçta meyve büyüklüğü ile ürün verimliliği arasındaki oran sunulmaktadır. Meyve büyüklüğü ve ürün verimliliği açısından en iyi sonuçları G.41 verirken, ürün verimliliğinde en iyi değeri sağlayan G.11 olmuştur. Her ikisi de açık şekilde referans anaçları iyileştirmiş ve böylece bu anaçlar daha iyi meyve büyüklüğü sağlamıştır ve bu da geliştirilmiş genlerin sağladığı bir faydadır.

Şekil 4. 31 farklı anaç ile aşılanmış “Honey Crisp” çeşitinin ortalama meyve büyüklüğü (g) ve kümülatif mahsul yük etkinliği (meyve/cm2 TCSA. M.9’un 2 seleksiyonu (EMLA y Pajam-2), G41 (N y TC) ve G.11 (N) vurgulanmıştır. Kaynak: G. Fazzio, 2020.

Anaçların meyve endüstrisinde başarılı olabilmesi için, adaptasyon, zararlılara ve hastalıklara dayanıklılık gibi zirai özelliklerin yanı sıra, meyve yetiştiricisinin elde ettiği faydaları da arttırması gerekir. En önemli hedeflerden birisi de budur. Şekil 3’deki veriler, bazı Geneva anaçları etkisiyle artan ürün verimliliği ve meyve büyüklüğü göstermektedir. Bu iki
özelliği, meyve üreticisinin finansal geliri olarak yorumlarsak, 8 yaşında ‘Honey Crisp’ ağaçlarının bir hektarlık alanda sağladığı kümülatif mahsul artış bedeli, 82,500 US$/ha olmuştur (Şekil5). Bu da yeni anaçlarla yeni çeşitleri birleştiren inovasyonun gerçek faydasıdır.

Şekil 5. Farklı anaçlarla aşılanmış, 10 yaşındaki ‘Honey Crisp’ağaçlarının kümülatif mahsulü (kırmızı çubuklar) ve acı beneksiz mahsul miktarı (mavi çubuklar). M.9 T337 (referans) ve G.41 anaçları, vurgulanmıştır. Kaynak: Robinson, 2019.

SIK Dikim meyve bahçeleri için terbiye sistemleri

M.9. anaçlarının büyüme gücüne odaklanılarak Geneva anaçları, özellikle G-41, G.213 ve G.11, Şekil 1 ve Tablo 1’de gösterilmiştir. Son yirmi yılda en yaygın kullanılan terbiye sistemi, ortak yoğunluğu 2500 ile 4500 ağaç / ha arası değişen, lider sistemdir, özellikle de super-spindle, tall-spindle veya solaxe terbiye sistemi uygulanmaktadır. Çift lider de, aynı sayıda ağaca sahip daha fazla lider sağlama ve ağaç büyüme gücünü daha iyi kontrol edebilmek açısından ilginç bir seçenektir. Nihayetinde, gitgide yoğunlaşan bu terbiye
sistemlerinin pek çoğu daha dar meyve duvarı (fruiting walls) oluşması sonucunu doğurur. Bu tip ağaç taç alanının ilk yıl terbiye edilmesi daha kolaydır çünkü her bir ağaca ayrılan alanı doldurmak için yanal dalların elle bükülmesi gerekmez. Bu sistemde ağaçların taç alanına makine ile ulaşılması daha kolay ve daha etkin mekanizasyon uygulanır.

Sonuç

Etkin ve sürdürülebilir elma üretimi, modern meyve bahçelerinde verimliliğin sağlanması için gerekli 3 temel dayanak kabul edilen, genetik (anaç ve çeşit), terbiye sistemleri ve üretim teknolojilerinin doğru kullanılmasına bağlıdır. Bu 3 dayanaktan ilki, en iyi çeşitleri en iyi anaçlarla birleştiren meyve üreticileri için en önemli olanıdır. Çeşitlilik, piyasaya katma değer ve bahçelere de sürdürülebilirlik sağlar ancak Geneva anaçları ürün verimliliğini ve meyve büyüklüğünü arttırır ve bunların biyotik stres faktörlerine toleransı açısından çevresel sürdürülebilirlik sağlar.

Fidanlıkta G.41 Kök Sistemi Doku Kültüründen G.41 Mikro aşılı Doku Kültürün’den Gala/G.213
Fidanlıkta G.41 || Kök Sistemi Doku Kültüründen G.41 || Mikro aşılı Doku Kültürün’den Gala/G.213 || SmartTree formatında Doku Kültürün’den Gala/G.41

 

 

Hiçbir gelişmeyi kaçırmayın

En son haberleri, makaleleri ve kaynakları içeren haftalık özetimizi alın.

HABER BÜLTENİMİZE ABONE OL